MANEVI ANAHTAR

Hz. Ali’nin Mushafı

Hz. Ali’nin Mushafı

Murat Çabas mcabas@yenimesaj.com.tr



Hz. Ali, Kur’an’ı yazma girişimi konusunda şunları söylüyor: “Resulüllah’a inen hiçbir Kur’an ayeti yoktur ki, Bana okumuş ve yazdırmış olmasın. Ben de bu ayetleri yazdım. Resulüllah ayetlerin tevilini, tefsirini, nasihini, mensubunu, muhkemini ve müteşabihini Bana öğretti. Allah’a onların anlamını Bana öğretmesi için dua etti. Allah’ın Kitabı’ndan hiçbir ayeti unutmadım. Bana öğretip de yazdığım hiçbir bilgi aklımdan çıkmadı. Allah’ın Kendisine öğrettiği, helali, haramı, emri ve yasağı Bana da öğretti. Geçmişte olmuş, gelecekte olacak olan bütün itaatleri ve isyanları Bana da bildirdi. Ve Ben bütün bunları ezberledim. Bunlardan tek bir harf bile unutmadım.” (Prof. Dr. Haydar Baş, İmam Ali, s.592,593; Kifyetü’t-Talib, el-Genci, s.199; El-İtkan, Suyuti, c.2, s.187; Biharü’l Envar s.92, 99) Hz. Ali’nin Kur’an bilgisi sahabenin ittifakla kabul ettiği bir konudur. “Kitap bilgisine sahip olan kimse Ali’dir” denmiştir. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.593; Kunduzi, Yenabiu’l-Mevedde, c.1, s.307) İbn-i Abbas’tan rivayetle Hz. Ali minberde şöyle buyurmuştur: “Beni kaybetmeden, Bana Allah’ın kitabından sorun. Her ayetin nerede nazil olduğunu, dağda mı, yumuşak toprakta mı indiğini herkesten iyi bilirim. Bana fitneleri sorun. Her fitnenin ne zaman kopacağını ve onda öldürülecekleri bilirim.” (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.593; Ahmed bin Hanbel, Müsned; Yenabiu’l-Mevedde, 14. bab, s.74) Peygamber Efendimizin torunlarından ve de Ehl-i Beyt imamlarının altıncısı olan İmam Cafer’us Sadık şöyle buyuruyor: “Eğer Kur’an nazil olduğu gibi (Yani Hz. Ali’nin tefsir ve tertibi ile) okunsaydı, bizim adımızı Kur’an’da bulacaktınız.” Hz. Ali’nin Mushafının özellikleri şöyledir: Sureler nüzul sırasına göre belirlenmiştir. Mensuh ayetler (hükmü kaldırılmış), nasih (hükmü kaldıran) önce getirilmiştir. Ayetler hiçbir değişikliğe uğramadan, dikkatle yazılmıştır. Her ayet, harf harf aynen Hz. Peygamber’in okuduğu gibi yazılmıştır. Ayetler, Hz. Peygamber’in imlası, Ali’nin hattı ile yazılmıştır. Ayetlerin tefsiri, Allah tarafından nazil olduğu kadar yazılmıştır. Bu husus, “Tenzil’in Hakikati” diye adlandırılmıştır. Zira Allah tarafından gelen her vahiy Kur’an değildi. Bazıları tefsir niteliği taşımaktaydı. Ayetlerin tevili (asıl mana ve yorumları) onda zikrolunmuştur. Ayetlerin indirilmesinin nerede, ne zaman, ne maksatla olduğu, ayetten kimlerin kastedildiği bütün özellikleri zikredilmiştir. Bu özellikler, “Ayetlerin Tenzili” diye adlandırılmıştır. Bu Mushafta umum-husus, mutlak-mukayyed, muhkem-müteşabih, nasih-mensuh, azimet-ruhsat, sünnet ve adab ile ilgili açıklamalar da yazılmıştır. Ehl-i Hak ile ehl-i batılın kimler olduğu, ayrıca Muhacirlerden ve Ensardan bazı kimselerin veya münafıkların işlediği suçlar da bu kitapta yazılmıştır. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.597, 599, 600; Şeyh Müfid, Evail’ul Makalat, s.55; El-Mesail’us-Serviyye, s.79; Aştiyani, Behr’ul Fevaid, s.99) Tarih-i Yakubi’de şöyle yazıyor: “Bazıları Ali b. Ebi Talib’in Hz. Peygamberin vefatından sonra Kur’an’ı topladığını, devenin sırtına yükleyip, getirdiğini ve “Bu Benim topladığım Kur’an’dır” dediğini söylemişlerdir. O, Kur’an’ı yedi cüzde toplamıştı.” Zamanın halifesi ve halk Hz. Ali tarafından toplanmış Kur’an’ı kabul etmedikleri için İmam Ali toplamış olduğu Kur’an’ı evine götürdü. İmam Ali yazdığı Kur’an kabul edilmeyince, “Allah’a and olsun, bundan sonra onu bir daha göremeyeceksiniz. Benim görevim Kur’an’ı toplamak ve sizi bundan haberdar etmek idi” buyurdular. (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.601; Feyzi Kaşani, Muhammed b. Murtaza, Tefsir-i Safi, c.1, s.25) İbn-i Ebi Nasr Bezenti’den şöyle rivayet ediliyor: “İmam Rıza (Ehl-i Beyt imamlarının sekizincisi) Kufe’ye doğru götürülürken benim yanımda bir Mushaf gönderdi. Onu açtığımda, “Beyyine” suresini onda gördüm. Çok geniş yazılmıştı. Kureyş’ten yetmiş kişinin adının babalarının adlarıyla orada yazılı olduğunu gördüm. Bir müddet sonra İmam’ın, kitabı geri istediği haberini aldım.” (Prof. Dr. Haydar Baş, a.g.e, s.602) Görüldüğü gibi, İmam Ali, Allah Resulü’nün talimatıyla hazırladığı Kur’an kabul görmeyince, onu “ortaklarına” yani Ehl-i Beyt imamlarına miras bırakmıştır. Bu muhteşem eser ve de İmam Ali’nin kaleme aldığı diğer eserler olan Camia, Cifr ve Hz. Fatıma’nın Mushafı 11 İmam’ın sürekli başvurdukları temel kaynaklar olmuş ve günümüze kadar da İslam bu şekilde muhafaza olunmuştur. Bu temel eserler 12. imam, İmam Mehdi’nin yanında da olacaktır. Allah şefaatlerinden mahrum etmesin.

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol